20 Haziran 2011 Pazartesi

Gitti.

Kapının zili çalar,bütün evde yankılanır o iğrenç kulak tırmalayıcı ses.o kadar sarmış ki yalnızlık çevreyi sinekler uçuşur sesin tınısından.Her zaman olduğu gibi yataktayım,tavanı seyrediyorum.Sese önce kulak vermiyorum fakat ısrarla,yükselerek artıyor ses.Kalkıyorum yerimden ağırca,yavaş adımlarla varıyorum kapıya ve elimle tokmağı tutarken gözümü kapının deliğine dayıyorum.İnanamıyorum gördüğüme,işte sensin kapıdaki adam.Saliselerin geçmesine fırsat vermeden davranıp açıyorum kapıyı.Görebiliyorum şakaklarından aşağı süzülen ter damlalarını,nasıl da özlemişim kokunu.İçime sokmak istiyorum seni,kollarımla sıkmak vücudunu;kemiklerini kırarmışçasına sıkıca sarmak istiyorum kollarımla seni,bir daha gitmenden korktugumdan da olabilir,bu kadar uzun zamandır tenine değmediğim için de.Ama yapamıyorum,bakıyorum yüzüne öylece bilemeden ne yapacağımı.Umutla bekliyorum;ıslak dudaklarının arasından dökülecek 'döndüm'vari bir kelimeyi.Bana bakıyorsun ve iyisin diyorsun,ben de iyiyim.öyleyse gitmeliyim şimdi... Her zaman yaptığın gibi,herkes gibi gidiyorsun.

21 Ocak 2011 Cuma

İşte böyle olacağız biz !

İnsanlar kafalarını öyle bir kapamışlar ki,asıl amaç saçlarının görünmemesiyken o hınçla,o korkuyla sarılan bezler beyinlerini ezmiş.Doğru düşünemez olmuşlar,ne denilirse yapar hale gelmişler.Tek ampulün ışığı yeter olmuş onlara gelecekleri için.At gözlükleriyle,görmelerini istenenleri görerek yaşamışlar,onların gözlüklerini çıkarmak isteyenlere kızmışlar.Nereden bilsinler ki iyi olduğunu?Onlar böyle öğrenip,böyle yaşamışlar.Şimdi kolay mı bir kenara atmak o geri düşünceyi?Şeriatı doğru sanmışlar.Düşünce özgürlüğünü unutmuşlar.O kadar çok kişilermiş ki arkalarından koşmuşuz,ağlamışız nafile.Bizi de sürüklemişler inançlarının peşinden.Sonra anlamışlar çok geçmiş.Hem de çok geçmiş,hepimiz yanmışız,bir hevesle atlanan o ateşin içinde,kavrulmuşuz.Başbakanımız gelmiş ve yemiş bizi.Üstüne de bir geğirmiş.

4 Ocak 2011 Salı

Güzel İzmir , Canım İzmir

İzmir'de kar yağsa şimdi,sıcacık insanların üzerine üzerine yağsa.Ocak soğuğunda sıcak olan denizi daha da ısıtsa , içini kaynatsa.İnsanlar gülümsese birbirine , ufak beyaz toplar düşerken dökten yere.
İstanbul gibi olmaz,İzmir'in kışı başka.Yazı da başka.Sıcak memleketdir İzmir.İnsanlarıyla sıcaktır , deniziyle, gülümsemesiyle , sözcükleriyle...Hilton'u bile sıcaktır canım şehrimin.Sinirlenmez orada insanlar,kar yağdı diye gülümserler aksine.Sokaklarda evsiz kedilere de bir ev bulunur , kışın üşümesinler diye.Karı izler kedicikler de.Sıcak evlerin camlarından , sıcak insanların üzerine üzerine yağan , kirpiklerini beyazlatan karı.İzmir'de olsam şimdi.Babacığımın sıcak kucağında izlesem sıcak insanların üzerine yağan lapa lapa yağan sıcak karı.

19 Haziran 2010 Cumartesi

Sıcak

O kadar sıcak ki ruhum bezdi ayaklarım karıncalanıyor ve beynimin ter kokuna ihtiyacı oldugunu anlıyorum.Nikotin gibi bağımlılık yapıyormuş ter kokun,tenin.Yanımda terlemeni istiyorum ve erik yemek terleyerek, teninin kadife yumuşaklığını yanaklarımla hissederek. Seni istiyorum tüm senliğinle ve yine.

18 Haziran 2010 Cuma

Çocuk !

hüzün var gözlerinde.korku değil.içini kanatan bir acı var anımsadıkça geçmişini
ruhunu deliyor gözyaşları ve sen çocugum ; geçmişini anımsatıyorsun ona.canını mı acıtmak istiyorsun? biliyorum aslında sadece varlıgını göstermek
istiyorsun , yanımda ol demek istiyorsun ama yapamıyorsun.yalnızca onun gözlerindeki hüzünle , gözyaşlarında ki korkusuzlukla
ve delicesine bir merakla bakıyorsun ona. çocuk bu çıldırtır adamı.onu çıldırtacaksın , sensizlik değil senin sorgulayıcı
tavırların lanetleyecek onu.yapma. bir anda öylesine çıkıp gelme , korkusuz olma , ağlama. o hep seninle , ağlarsan büyüyü
bozarsın çocuk unutma.bırak gözyaşların içine damlasın ve eritsin ağır ağır kalbini ama çocuk sakın ola gözlerinden akıtma!
o senin göz kapakların açılmadan bağlanmıştı sana.o güçlü bağa güvendi bırakırken. bugünü biliyordu çocuk o.ama böyle
hayal etmemişti. senin gözyaşlarını görmek istemiyor o çocuk! senin güçlü oldugunu görmeli , senin gözlerindeki hüzne ,
korkusuzluğa ihtiyacı yok! derinlerinde ki mutluluğu ve ona ihtiyacsızlığı arıyor o çocugum. bunun için ağlama
sen onundun onunsun ama bunu öğrenmemelisin çocuk öğrenmemelisin ki geriye baktığında seni seven bulama , omzunu dayayacak
birine ihtiyac duyma.burada , canının bu kadar yandığı yerde , bir tek sen varsın çocuk kendini kurtaracak ve sonunda
yok olacak.